MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Twitter hesabından, Boğaziçi Üniversitesi’nde Kabe fotoğrafının yere serilmesi ve 2021 yılının “Yunus Emre ve Türkçe Yılı” olarak kutlanmasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Bahçeli paylaşımında, “Boğaziçi Üniversitesi’nde süregelen habis eylemler mutat ve kanuna muvafık bir rektör atanmasına gösterilen eften püften tepkilerden maksat itibariyle farklı ve fazla anlamlar taşımaktadır. Türkiye’nin boğazını sıkmak isteyen provokatörler Boğaziçi’ne tutunmanın arayışındadır” ifadelerine yer verdi.
Bahçeli, “Milletimizin hassasiyetleriyle oynamayı özgürlük, mukaddesatını hedef almayı demokrasi, toplumsal huzur ve sükunetini baltalamayı eğitim hakkı gibi lanse ve servis eden iç ve dış mihraklar, devşirdikleri piyonlarla yasa dışı protestoları yaygınlaştırmanın amacındadır.” görüşünü aktardı.
Bahçeli, 28 gündür Türkiye’nin gündeminde yer alan Boğaziçi Üniversitesi’nin, “demokratik bir hak arayışına veya masum bir öğrenci itirazına sahne olmadığını” ifade ederek, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Bu üniversitenin kapısına öğrenciden başka her türlü haşerat ve anarşist gruplar sırayla yuvalanmıştır. Nitekim her şey ortadadır. Boğaziçi Üniversitesi’nin giriş kapısı kilitlenmişse, bunun nedeni terör örgütlerinin eylem ve manevra alanını daraltmak içindir. Mesele öğrenci ya da rektör meselesi değildir. Asıl mesele üniversiteleri kapsayacak olası bir dalgalanmayı toplumsallaştırıp siyasallaştırmaktır.
CHP, HDP, İP ve bunların diğer yandaş partileri Boğaziçi Üniversitesi’nde oynanan oyuna doğrudan iştirak etmişlerdir. Üniversiteye sırtlarını dönen sözde akademisyenler ise bu sakat tutumlarıyla başka bir açıdan Türkiye muhaliflerine kucak açmışlardır.
Bilime sırt dönenler, karanlığa yüz verirler, karışıklığa omuz verirler, krize onay verirler, kargaşaya destek verirler. Üstelik bazı çapulcuların kutsallarımıza hakaret etmelerine de ses çıkarmazlar. Çıkarsalar kör ideolojik muhitlerince aforoz edileceklerini gayet iyi bilirler. Millete ve maneviyata sövenleri el birliği edip övenler, emel birlikteliğine heves edenler aydın değil, asalaktır. Merhum Cemil Meriç isabetle demişti ki: ‘Bizim aydınımız din düşmanı değil, İslam düşmanıdır.’ Acıklı olsa da ne kadar doğru bir tespit değil mi?”
Eleştirilerini sürdüren Bahçeli, şunları kaydetti:
“Geçtiğimiz Cuma günü, Kabe resmi üzerine şahmeran temalı figür ve LGBT-İ temalı paçavra asılması aydınım diyen hiç kimseyi de rahatsız etmemiştir. Bu alçak olayın faillerinin ne öğrencilikle, ne eğitimle, ne ilim ve irfan gayesiyle hiçbir bağı ve bağlantıları yoktur.
Kabe’yi aşağılayanların, bu mabedimizi asırlar evvel mancınıklarla vurup yıkan Yezid’in askerlerinden, Ebabil kuşlarınca kafalarına taş yağdırılan Yemen Valisi Ebrehe ve askerlerinin durumundan, hatta 20 Kasım 1979’da Kabe’yi işgal eden teröristlerden hiç mi hiç farkı yoktur.
Kabe-i Muazzama’ya hakaret edenleri lanetliyorum. Görülen ve görülmeyen faillerinin hukuk ve maşeri vicdan karşısında hak ettikleri cezaları bulacaklarına yürekten inanıyorum. Be hey kalpsizler, kuldan utanmıyorsanız bari Allah’tan korkun. Bizden uzak, feci sonunuza da yakın durun.”
Şahsını ve milleti sevindiren bir gelişmeyi de paylaşmak istediğini aktaran Bahçeli, 30 Ocak 2021’de Resmi Gazete’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından yayımlanan bir genelge ile 2021 Yılının Yunus Emre ve Türkçe Yılı olarak kutlanacağının ilan edildiğini hatırlattı.
Bahçeli, 2021 yılının “Bizim Yunus” olarak anılacağını, yurt içinde ve yurt dışında “Dünya Dili Türkçe” adıyla kampanyalar düzenleneceğini belirterek, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile emeği geçenlere şükranlarını sundu.
Necip Fazıl Kısakürek’in, Yunus’la ilgili yazdığı şiirlerden birine “Bizim Yunus” başlığını seçtiğini aktaran Bahçeli, “Bir zaman dünyaya bir adam gelmiş, toprakta devrilmiş, göğe çömelmiş… Bizim Yunus, Bizim Yunus… Sayıları silmiş, Bir’e yönelmiş, Bizim Yunus, Bizim Yunus…” dizelerini paylaştı.
Yunus Emre’nin 13’üncü asrın sonları ile 14’üncü asrın ilk çeyreğinde yaşadığını aktaran Bahçeli, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Sadece yaşadığı zamana değil çağların damarına girerek insanlığa huzur ve umut aşılamıştır. Dost, onda gönülde ağırlanır: ‘Dostun evi gönüllerdir, gönüller yapmaya geldim.’ diyen de odur. Yunus milli birliğimizin fazıl sesidir, hem serverimiz hem de servetimizdir. Türkçe biziz, biz Türkçe’yiz. Bekamızın bakiliği Türkçe’yle temellenmiştir. Türkçe dil bayrağımız, varoluşumuzun seslenişi, dünyayı okuyuşumuzun ebedi gücü ve güvencesidir. Bizim Yunus’u rahmetle, hürmetle anıyorum. Türk milleti ve Türkçe’miz çok yaşasın diyorum.”
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.